56 Yıllık doktorluk hayatımın 50 yılı obezite ile uğraşmakla geçti. Bunun 7 yılı 1970’lerde uygulanan cerrahi yöntemleri uygulayan takımın içinde yer alarak yurt dışında geçti. 1980 yılından 1994’e kadar muayenehane şartlarında obezleri tedavi etmeye çalıştım. 1994 yılından bu yana otel konsepti içinde yoluma devam ediyorum.

Bu 50 yıl içinde ilaç sanayi onlarca zayıflama ilacını büyük övgülerle piyasaya sürdü. Fazla kilolular bayram yaptı. Çok ses getiren iki ilacı örnek olarak
vereceğim:

Bunlardan birincisi ana maddesi Sibutramin, eczanelerde Reductifadı altında reçetesiz satılan zayıflama ilacı idi.onlarca yan etkilerinin başında ve en önemlisi tansiyon yükselmesiydi. Bilhassa akciğerlerde aşırı tansiyon yükselmesiyle kullanıcıların bir kısmı kan kusarak öldü. ilaç firmasına açılan tazminat davaları nedeniyle firma ilacını piyasadan çekti ve milyonlarca dolar tazminat ödedi.

İkincisi ise Orlistat içeren, eczanelerde xenicat adıyla satılan ilaç. Yemeklerle aldığımız yağın %30’unun emilimini engelliyor. Dolayısıyla bu yağ vücudumuz tarafından emilemeden dışkıyla dışarı atılıyor. Yağlı ishal yapıyor, devamlı gaz hissi ile kişi altına kaçırıyordu. Belki hala eczanlerde var ama soran yok!

Gelelim zayıflama iğnelerine. Aslında bu ilaçlar şeker hastalığının tedavisi için geliştirildi ve bunun tedavisi için kullanıldı. Zayıflatma etkisi görülünce tamamen bu yöndeki tedaviye dönüldü. Bu iğneleri diabet tedavisi için büyük paralara satamazsınız ama zayıflama ilacı olarak lanse ederseniz büyük paralara satarsınız. Amerika, Avrupa, ve Türkiyede peynir ekmek gibi tüketiliyor.

Başta üretici ve uygulayan doktorlar güzel paralar kazanıyorlar onun için de öve öve bitiremiyorlar.
Gelelim iğnelerin etki mekanizmasına; sindirim sisteminin en önemli hormonlarının bir kısmı pankreasta üretilir. Pankreasın langerhan adacıklarında alfa hücrelerinin ürettiği hormonun adı Glukagon. Vazifesi ise düşen kan şekerini yükseltmek ve devamlı yüksek tutmak. Bunu da karaciğerdeki depo şekeri şekere çevirerek yapar. İşte zayıflama iğneleri bu hormonu taklit eder ve aynı etkiyi gösteren maddeleri içerirler.

Pankreasın langerhans adacıklarının beta hücrelerinde ise insülin salgılanır. Bu da glukagonun aksi bir etki gözterir, yani yükselen kan şekerini düşürür.
Bu zayıflama iğnesini uygulayan doktorların ve hastahanelerin ifadelerine göre bu tedavide:
− insulinin üretimi artıyor.
− iştah azalıyor.
– Tokluk merkezi uyarılıyor.
– Mide hareketleri yavaşlıyor.

İğneler çeşidine göre her gün veya haftada bir uygulanıyor. Tedaviyi uygulayan doktorlara göre ayda 2 ile 4 kilo kaybı oluyor veya 6-12 ayda kişi ağırlığının %10’nu kaybediyor. Ayrıca kişiye düşük kalorili diyet ve uygun egzersizler tavsiye ediliyor. Peki uygulanan kişiler ne hissediyor?
– Mide bulantısı
− Kusma
– Kendini çok kötü hissetme
− Karın ağrısı
– Kabızlık

Midesi bulanan kişi yemek yiyemeyeceğine göre kilo vermesi normal. Fazla kiloluların çok büyük bir kısmı yediklerinden vazgeçmek istemez ve hareketten nefret eder. Hep sihirli ilaç peşindedir. Zayıflama ilaçlarının çok satış yapmasının sebebi budur.

Uygulayan doktorların yazılarına göre zayıflama iğneleri zararsız değildir. Onun için tedavi konunun uzman doktorları tarafından yapılmalıdır.

ÇOK CİDDİ YAN ETKİLER
– Mide şikayetler (bulantı, kusma, ağrı)
− Pankreatit (pankreas iltihabı, çok uzun kullanıldığında kanser ihtimali)
− Safra kesesi problemleri ( iltihap, taş oluşumu)
– Böbrek problemleri ( iltihap, taş, fonksiyon bozukluğu)
– Tiroid tümörleri (kanser oluşumu)

İğne ile zayıflama yöntemini uygulayan hastanelerin ve doktorların ifadelerine göre obezite, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi kronik bir hastalıktır. Tedavisi de onlar gibi ömür boyu sürmelidir.

SORU: ilaç kesilince verilen kilolar çok hızlı geri alınıyor. ilacın devamlı kullanımı bilinen yan etkileri derinleştirip sağlıklarını tehdit etmiyor mu?